Boşanma Davasında Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu


Boşanma davasında delil elde etmek isteyen sanığın dedektiflik yapan diğer sanıkla anlaşarak mağduru gizlice takip ettirip ve diğer mağdurla kamuya açık alanlarda bir araya geldikleri anlara ilişkin görüntü ve seslerin kayda alınmasını sağlaması; özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.

Kararın Tamamı İçin : Yargıtay 12.CD,26.09.2018 T., 2017/9562 E., 2018/8745 K.

"...Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez. Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yapıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kapsamına dahildir; ancak, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler ise bu kapsamda değerlendirilemez. Sonuç olarak, bir olay ya da bilginin, özel hayat kapsamına girip girmediği belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, sosyal ilişkileri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır.

Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... ile mağdur ...'ın tarafı oldukları boşanma davasının devam ettiği ve adı geçenlerin uzun süredir fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, sanık ...'in, eşi ile diğer mağdur ... arasında ilişki olduğunu ispatlamak amacıyla, özel dedektiflik hizmeti veren sanık ... ile anlaşıp, kamuya açık alanlarda çekilecek fotoğraf ve videolarla mağdurlar arasındaki ilişkinin varlığını gösteren görüntülerin tarafına verilmesini istediği, sanık ...'ın da bu iş için çalışanı ve emekli polis memuru olan diğer sanık ...'yi görevlendirdiği, sanık ...'nin, mağdur ...'ı gizlice takip edip, mağdur ...'la adı geçen mağdurun arkadaşı olan diğer mağdur ...'ın bir araya geldikleri ana ilişkin görüntüleri ele geçirip, sanık ...'a verdiği, sanık ... tarafından CD halinde diğer sanık ...'e teslim edilen bu görüntülerin de mağdur ...'a ait daha önce ibraz edilen nüfus cüzdanı fotokopisi ile birlikte boşanma davasına delil olarak sunulduğu olayda;

 

Sürekli denetim ve gözetim altına alınan mağdurların gün içerisinde, niçin, nasıl, nerede, ne zaman görüştüklerini ve aralarındaki ilişkinin boyutunu ortaya çıkaran görüntülerinin, mağdurların özel yaşam alanı kapsamında yer alması nedeniyle sanıklara isnat edilen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği; ancak, sanıkların, sübut bulan eylemlerinin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilerek, görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ile görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken, “...özel hayat kavramından...kamuya ve sosyal alanlara açık olmayan durumların kastedildiği...” biçimindeki, özel hayatı salt mekana indirgeyen ve yasal olmayan gerekçe ile sanıklar ..., ... ve ...'nin özel hayatın gizliliğini ihlal ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından beraatlerine karar verilmesi, ...Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafiilerinin, sanık ... müdafiinin, katılan ... vekilinin ve katılan ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ...26.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."